Güncel
ArnavutlukÂ’ta neler oluyor?-Ä°dris Cevahir
Follow @dusuncemektebi2
Malum yapının en güçlü olduğu bölgelerden biri olan Balkanlar’da özelde Arnavutluk’ta merkezin göstermiş olduğu genel yaklaşımlar ne kadar hayat bulmaktadır? Malum yapıya ait olduğu bilinen dernek, okul ve üniversite gibi yapıların ne kadarı devlet desteğinden mahrum bırakılmıştır? Yahut devlet kurumlarında çalışan kişilerin Ankara’ya göndermiş olduğu bilgi notlarının ne kadarı gerçeği yansıtmakta ve ne kadarının kaynağı malum yapı değildir?
Son yıllarda ortaya çıkan, gönül coÄŸrafyamıza yeniden dönme giriÅŸimleri birçok nedenden dolayı ya akamete uÄŸradı yahut istenilen seviyeye ulaÅŸamadı. Hemen hemen yüz yıl öncesi kaybetmiÅŸ olduÄŸumuz Balkanlar, Kafkaslar, Diyar-ı Åžam, BaÄŸdat ve Yemen gibi ülkeler ve halkları yeniden dönüşün mutluluÄŸunu yaşıyor. BaÅŸta devletin ilgili kurumları olmak üzere, sosyal ve sivil toplum kuruluÅŸları bütün bu bölgelerde faaliyetler yaparak Ankara’ya baÄŸlı yerel yeni bir nesil inÅŸası için zemin hazırlamaktadır. Her çalışma az ya da çok coÄŸrafyanın yeniden yeÅŸermesine ve birleÅŸmesine fayda saÄŸlayacaktır. Gelecek yüz yılda mezkûr coÄŸrafyanın sahipleri hep birlikte yaÅŸanabilir bir dünya kurmanın mutluluÄŸunu yaÅŸayacaktır.
Bütün bu iyi çalışmalara raÄŸmen son 5 yılda Türkiye’de meydana gelen iç karışıklıklar gönül coÄŸrafyamız da var olan etkimizin azalmasına hatta devlet eli ile bu etkinin merkezden bağımsız olarak kullanılmasına zemin hazırladı. Devletin yurt dışı temsilciliklerinde hâlâ beklenilen temizlik faaliyetlerinin yapılmaması, ayrıca devletin bir bütün olarak iç ve dış mücadelede bir yön belirlememesi bizleri inanılmaz tehlikelerle baÅŸ baÅŸa bırakıyor.
Meseleyi daha özelleÅŸtirecek olursak Arnavutluk özelinde devlet bir akıl tutulması ile karşı karşıya kalmış görünüyor. Arnavutluk’un ne anlam ifade ettiÄŸini burada izah etmeyeceÄŸiz. Ancak sadece ÅŸunu ifade etmek gerekir ki; Arnavutluk tartışmasız olarak bir vatan toprağıdır. Sadece Arnavutluk deÄŸil Müslümanların yaÅŸadığı her yer bize vatan kılınmıştır. Bu gerçekliÄŸi kabul etmeyen ve bu gerçeklik için gayret sarf etmeyen her kim var ise vatana ihanet içerisindedir.
Devlet aklının yeniden tevhit edilmesi gerektiğinin emareleri ilk olarak balkanlardan gelemeye başladı. Devlet, bütün sistemlerine çöreklenmiş ne olduğu belli olmayan bir yapıyı terörist ilan ederek bütün birimlerinin bu yapıya karşı tavır geliştirmesini ve kesinlikle sürecin aksatılmamasını istemiştir. Devletin bu tavrı doğru mudur? Bizce evet. Eksik yönleri var mıdır? Evet, ancak eksiklik sürecin haklılığında değil süreci yönetenlerin iş bilmezliğinden kaynaklanmaktadır.
Bütün tartışmalar bir yana devletten çıkan bir kararın devlet organlarınca uygulanmaması devlet ciddiyeti açısından problem teşkil eder. Görülen o ki birçok dış temsilcilik hâlâ devletle birlikte hareket etme noktasında ikircikli bir tavır içerisindedir. Bu ikirciklilik devlet işleyişinin temel ilkesi olan idarede tevhidi tehlikeye atmakta devlet işleyişinin sürdürülebilirliğini zora sokmaktadır.
Malum yapının en güçlü olduÄŸu bölgelerden biri olan Balkanlar’da özelde Arnavutluk’ta merkezin göstermiÅŸ olduÄŸu genel yaklaşımlar ne kadar hayat bulmaktadır? Malum yapıya ait olduÄŸu bilinen dernek, okul ve üniversite gibi yapıların ne kadarı devlet desteÄŸinden mahrum bırakılmıştır? Yahut devlet kurumlarında çalışan kiÅŸilerin Ankara’ya göndermiÅŸ olduÄŸu bilgi notlarının ne kadarı gerçeÄŸi yansıtmakta ve ne kadarının kaynağı malum yapı deÄŸildir?
Bütün bu sorular Arnavutluk özelinde kriz hâline iÅŸaret ediyor. Evet, birçok devlette ve bölgede olduÄŸu gibi Balkanlar’da da devlet ortak akıl inÅŸasında zorlanıyor. Devletin organlarını idare edenler devletin genel tavrı içerisi dikkate alındığında en hafif ifadesi ile itaatsizlik içerisindeler. Hâlâ Arnavutluk’ta yapılan bir fuarda devletinin terörist dediÄŸi bir kiÅŸinin eserleri satılabiliyor ise, Devletin yeni inisiyatif almak için kurmuÅŸ olduÄŸu vakıfların önü ÅŸu yada bu ÅŸekilde kapatılıyor ise, yapıyla mücadele merhale kat ettireceÄŸine inanılan ÅŸahısların görev almaları bir ÅŸekilde usulsüzce engelleniyor ise, örgütün üst düzey yöneticileri Arnavutluk’u mesken edinmiÅŸ ise ve son olarak Arnavut devletine bu çalışmalarda iÅŸ birliÄŸi dahi teklif edilmedi ise durum yoruma yer bırakmaksızın rezalete doÄŸru gidiyor demektir.
Peki, ne yapılmalı? Dünya genelinde yapılması gerek şey devletin Gazi- Derviş modelini özellikle şehirli tarikatlar dikkate alınarak yeniden planlamasıdır. Bu bağlamda tekkelerin önü uluslararası arenada açılmalıdır. Bütün dünya genelinde bir Gazi- Derviş uygulamasına geçilmelidir.
Arnavutluk özelinde ise öncelikli olarak yapılması gereken devletin görünen yüzünün iyi bir tahkikat ile değiştirilmesidir. Yaklaşık beş yıldır yapılması gereken ancak çeşitli gerekçeler ile yapılamayan girişimleri geciktirenler bu geciktirmelerinin hesabını vermelidir. Bu değişime devletin yerelde iş birliğine girmiş olduğu şahısların yeniden gözden geçirilmesi de eklenmek gerekiyor. Kendi ikballeri peşinde koşan ve kendisinden olmayan hakkında fütursuzca iddialarda bulunan yerel ortaklar her kim ise bir an önce muhataplıktan azat edilmelidir.
Varlıkta tevhit esas olduÄŸu gibi devlette de tevhit esastır. Bu tevhidi paralel ya da dikey bozmaya yönelik yapılacak her giriÅŸim en ağır ÅŸekilde ancak adaletli biçimde karşılığını bulmalıdır. Devletin bütün organlarının birlik ve uyum içerisinde çalışması gerekir. Hele ülke olarak geçmiÅŸ olduÄŸumuz bu hassas süreçte herhangi bir devlet yetkilisinin iÅŸini hakkıyla yapmaması kabul edilemez. Arnavutluk 1913’de elimizden çıkmıştır. Åžuan yaÅŸadığımız sorun Arnavutluk’a uzatmış olduÄŸumuz ellerimizin bedenin isteklerini yerine getirememesidir. Bu durumun tıptaki adı kangren hastalığıdır ki bu hastalığın çözümü devlet ehlince malumdur.
Henüz yorum yapılmamış.